Bizim Başarı Öykümüz

12 ağustos 2011, saat:07:36, 50 cm, 3595 kg…

Asya’mız kucağımızda…

mucizenin ta kendisi…

yok yok, bu mucize değil… tam anlamıyla bir kazanım.

çabanın, inancın, umudun sonu “ASYA”…

herşey güzeldi hayatımızda, bir eksiklik bebeğimizdi. artık olsun dedik.. ama olmadı…
yapılan araştırmalar sonrasında normal yollarla bebek sahibi olmamızın güç olacağını öğrendik
ve başladık….

tüp bebek… adını hep duyduk ama ne olduğunu o zaman öğreniyorduk…
engin bey başladı anlatmaya…
ilk denememizi 2009’da yaptık…
şanslı mıydık?
hamile kalmıştım…
evet evet şanslıydık…
ama,
şans meleği 15 gün yanımızdaydı…
15.gün kanamam başladı…
bitmedi, birkaç gün sonra da dış gebelik olduğumu öğrendim…
ve operasyon…
ilk denemede ne olduğunu anlayamadan yaşananlar bizi çok sarsmıştı.
engin bey’in de psikolojik desteğiyle,
daha ötesi inancıyla bu durumu atlattık…

ve 6 ay sonrası…
engin bey öyle inanlıki başaracağımıza,
bizi birkez daha umutlandırdı…
kararımızı vermiştik…
2.denemeyi de yapacaktık, ki yapmalıydık…
başladık…
bu sefer “o” günü bile göremedik…
test yapacağımız gün kanamam oldu…
bu sefer gerçekten çok mutsuzdum…

ilk seferinde bir an için olacağına inancımı yitirmiştim…
bu defa, olmayacağına inanıyordum…daha ötesiydi…
hatta o gün;
“hava çok yağışlıydı ve araba kullanıyordum…
ağlıyordum…çok ağlıyordum… engin bey’i aradım… tesellisi, tavsiyeleri ve desteği hala kulaklarımda…
ikinci deneme sonrası yine sığındığım liman oldu engin bey”

ve bu sefer artık “son” dedim…
üçüncü deneme…
iknacımız yine engin bey…
çoğu zaman bizden daha inançlı, daha umutlu…

1 aralık 2010… 3.tüp bebek denemesi…
sonuç:pozitif
ben:daha pozitif
değerlerim çok iyi çıktı,
“garanti bir hamilellik” diyor engin bey…
beklemek gerekmiş kalp atışını duymak için…
ama bekleyemedim, kanamam başladı…
soluğu hemen hastanede aldık..
o kalp atışını duymalıydık, duyduk da…
çünkü ihtiyacımız vardı duymaya…
tıpkı 31 aralık 2010 gecesi olduğu gibi…
yılbaşında…
yine kanama..yine hastane…
bu sefer başkaydı… bu sefer emindik…
bu sefer herşeyin bittiğine emindik artık…
engin bey’in yönlendirmesiyle hemen hastaneye gittik…
ve ihtiyacımız olan o sesi yine duyduk…
bir yıl boyunca hastane kaldık…
yılbaşı eğlencemizi hastanede yaptık…
olsun, mutluyduk… “o” ordaydı ya…

ki zaten,
28.haftaya kadar hiçbir randevuya zamanında gidemedik..
hep zamanında önce…
hep umut-umutsuzluk arası…
hep koşturarak…

bu kadar zor elde ettiğim hamilelikte,
bu sıkıntıların arasına bir de gebelik şekerim eklenmişti..
bu durumu da gerekli tedbirleri alarak, bebeğimize zarar vermeden atlattık…
9 ay boyunca mide bulantısı ve kusmalarım da cabası…

aslında her günü sayarak yaşadım ben hamileliği…
bu satırları mışıl mışıl uyuyan “meleğim” yanımdayken yazıyorum…
bu güzelliğin arasında geçmiş zor günleri hatırlamak,
yaşadığım sıkıntıların detaylarını anımsamak öyle zor ki…
sanırım gerekli de değil…
zordu… hem de çok…
ama bugün Asya’m 50.gününde…
değermiş herşeye…

Engin Bey bizi her karamsar gördüğünde duvarında itinayla sakladığı bebek fotoğrafları gösterip;
“bunlar gerçek” derdi…
ve kızımın fotoğrafları da şu an o bebeklerin arasında…

şu an hayatım “iyi ki”lerle dolu…

kelimeler yetmeyecek ama Engin Bey’e ve birlikte aile ortamı sıcaklığı yaşatarak
her anlamda rahat etmemi sağlayan çalışma arkadaşlarına çok ama çok teşekkürler…

Instagram