“Sonra kolumda hafif daldın ve ben senin ilk bebek kahkahanı duydum. Sanırım yine rüya görüyordun ve ben sana mest olmuştum…”

Oğlumuzun henüz bir yaşına gelmediği dönemde, yazdığım günlüğüm. Okurken hala o andaki duygumu yaşıyorum. Dudaklarımda tatlı bir tebessüm.

Çok şey borçluyuz Engin Hocam’a, değerli engin bilgisine, sabrına ve mütevazılığına…

Tezimle uğraştığım sıralarda, o yoğun çalışmalar sırasında AMH değerimin 0.03 olduğunu öğrenmiştik. AMH’ın ne olduğunu öğrenmek için derin araştırmalar ve ardından derin bir acı. “Çocuğumuz olamayacak mı?”

Engin Hocam iyi ne söylemek isterse istesin, bilimsel gerçeklikten kaçmayacağı için durumu eşime ve bana olduğu gibi anlatmış, benim gözler şelaleye dönmüştü hem de iki ay boyunca.

Ardından Engin Hocam her görüşmemizde neler yapabileceğimizi anlattı. Ne söylerse söylesin sonucun iyi olamayabileceği yüzdesini de ekliyordu konuşmalarına. Ardından yine benim ağlamalarımla biten görüşmelerimiz bir sonraki tarihe erteleniyordu. Bir süre sonra biz eşimle durumun tüm bilimselliğini ve sonuçlarını kabullenerek, Engin Hocamın rehberliğinde bir yolculuğa çıktık. Sonucu bilinmeyen ama denemeye değer bir yolculuktu bu bizim için. Beklentimizi düşürdük elbette ama yine de umut hep bizimleydi. Ve ilk tüp bebek denememizde oğlumuz Sonat’ın haberi. Yaşamımızın rengini değiştirecek olan mucizeye kavuşmuştuk. İnsan o zaman anlıyor “şükür” sözcüğünün karşılığını.

Çok teşekkür ederiz Engin hocam, bu günleri bizim de yaşamamıza vesile olduğunuz için. Çok şükür…

Instagram