Öyküm

Öyküm 2013 yılında 5 ay süren regli (adet) düzensizliği sebebiyle ilk defa kadın doğum uzmanına gitmemle başladı. 1986 doğumluyum. Henüz bekardım. Polikistik over sendromu ile tanıştım. Bunun genetik (doğuştan) nedenlerle oluştuğunu ve sebebinin belli olmadığını anlattı ilk doktorum. Bu hastalık kiloya sebep olur ve kilo bu hastalığın artmasına neden olur, bu bir kısır döngüdür, dedi. Benim mutlaka bir endokrin doktoruna görünmem gerektiğini söyledi. Alt yapısında hormonal bozukluklar olabileceğinden bahsetti. Arkadaşına yönlendirdi.

İki ay boyunca doğum kontrol hapı kullandım. Adet düzensizliği problemim çözüldü. Doktorum yumurtluyorsun artık diye bir tepki verdi. Yumurtlamıyor muymuşum, diye şaşırmıştım. Endokrin için gerekli kan tahlillerini yaptırdım. Hipotiroid, insülin direnci yüksekliği ve yüksek tansiyonla tanıştım. Hayatım boyunca başım ağrısa ilaç kullanmaz, dinlenerek geçmesini beklerdim. Hayatıma bir sürü ilaç girdi. Sağlıklı bir yaşam için bu kısır döngüden kurtulmanın yolu üç kuraldan geçiyordu; ilaç, diyet, egzersiz. Kilo problemimden bahsetmeme gerek yok zaten, kaçınılmaz son bu süreçte. 2015 yılına kadar devam etti bu süreç. İdeal kiloya sahip oldum, tiroid ilacı haricindekileri bıraktım doktor kontrolünde. 2016 yılında evlendim. 1 ay sonra gebe kaldığımı öğrendim. 7. Hafta doktor kontrolünde kalp atışları görülmedi. Boş keselik teşhisi konuldu. 1 hafta daha beklediğimiz süreçte artı 2 doktorun da aynı teşhisi üzerine boş kese vakum yöntemi ile 8. Haftada alındı. 6 ay denemelere devam ettik. Sonunda aklıma endokrin doktorunun sözü geldi; merak etme ileride gebe kalma ile ilgili herhangi bir sıkıntı yaşarsan diaformin ile bile yumurtayı çatlatıyoruz. Doktora gitmeliyiz dedim eşime. Ama endokrin değil, bu ilk gittiğim kadın doğum uzmanına gittik, şikayetlerimizi anlattık, öykümü de biliyordu zaten.

1 yıl da doktor kontrolünde denemelere devam ettik. Yumurta kontrolleri, yumurta hesaplamaları, yumurta çoğaltmak çatlatmak için ilaçlar, çatlatma iğneleri vb. yöntemleri denedik. Sonuç elde edemediğimiz gibi çok yorulduk ve bu kadar hesapla uğraşmaktan yıprandık. Artık 1,5 yıllık evliydik ve üzerimizde müthiş bir psikolojik baskı da mevcuttu. Tüp bebekten başka bir şey düşünemez olduk. Görümcemin tavsiyesi üzerine Engin Bey ile tanıştık. Öykümü anlattım. Öncelikle tüp bebek isteğinde haklı olduğumuzu söyledi. 30 lu yaşlardaydım ve 1,5 yıl bir çok yöntem denemiştim. Muayeneden sonra rotamızı belirleyecektik. Doğru bildiğim yanlışlarımı da öğrendim; mesela hala ideal kiloda değildim, yeterli değil dedi Engin Bey. Kilo vereceksin kızım, dedi. Bana doktorlar ve çevre tarafından hep söylenilen “bir defa hamile kaldın yine kalırsın merak etme” öngörüsünün yanlış olduğunu “tam tersi kızım şansa yaşanmış bir gebelik” ifadesiyle durumun ciddiyetini anlattı. Muayeneden sonra rahim filmi istedi, şekilde bir anormallik gördü. Hocamın şefkatle bizi sahiplenişi çok hoşuma gitti. Güvendim kendisine, ne gerekiyorsa yapmaya hazırdım artık. Rahim filmimde bir şekil bozukluğu çıktı “Y” formunda. Ben bunu kendi kendime anladığımda çok ağladım.

Durduramadım kendimi, şimdi gülüyorum o halime. Hocanın yanına gözlerim kıpkırmızı geldim. Engin Bey isteğimiz doğrultusunda hemen gün verebileceğini ve histeroskopi operasyonu ile halledebileceğini belirtti. Ben o an sorunu kafamda çözdüm sanki. Engin Bey’e çok güvendim ve birlikte bu sorunun üstesinden gelebileceğimize çok inandım. Öncelikle 3 ay zaman istedim 5-6 kilo verdim. Sonra Engin Hocam’ın ehil ellerinde histeroskopi operasyonu geçirdim. Kontrolümde 2 ay doğal yollarla hamile kalmayı denememizi tavsiye etti. İlk denemede hamile kaldım şükürler olsun. Hamileliğimin ilk üç ayı oldukça riskli geçti. Aşırı kanama nedeni ile üç defa acile gittim. Bu süreçte Kıymetli Hocam gecenin dördünde bile telefonda bizi yönlendirdi sağ olsun. Üç ay boyunca kanamam devam etti ve beslenme/tuvalet haricinde hep istirahat ettim. Düşük önleyici iğne vuruluyordum. Hamileliğimin yapısı böyleydi ve Allah’ın izni, Engin Hocamın tecrübesiyle ve tabiiki oğlumla birlikte ilk riskli dönemden sağlıkla çıktık. İkinci dönem de riskli geçti. Gebelik şekeri ve yüksek tansiyon ile son güne kadar mücadele ettik. Hocamın tavsiyelerini can kulağıyla dinledim ve yönlendirmelerine harfiyen uydum. Biz üçümüz bir ekip olmuştuk artık. Hocamın 28. Haftada artık bir ohh diyebiliriz kızım deyişini hala unutamıyorum. 37. Haftanın ortalarında oğlumla kavuşmama saatler kala Engin Hocamın koluma hafiften dokunarak baba şefkatinde güzel temennilerde bulunması benim için çok önemliydi. Yani gözlerimi kapatırken yüzümdeki son ifade kesinlikle içten bir tebessümdü. Hocam iyi ki varsınız, iyi ki sizinle yollarımız kesişmiş. İyi ki mucizemi sizin bana kattığınız tebbessümümle kucağıma almışım. Sizin gibi değerlerimiz her daim var olsun. Siz yine umutsuz bir anne adayının yüzünde tebessüm bırakırken ve mucize bebeklerin yolunu aydınlatan ışık olurken biz de sevgilerimizle ve dualarzımızla her daim sizin yanınızda var olacağız.
Sevgiler.

Instagram