İşte Benim Öyküm

Ben otuz beş yaşındayım ve on bir senelik evliyim. Zaman su gibi akıp gidiyor evliliğimizin ilk yılların da çocuk düşünmüyorduk henüz erken , önce kariyer yapalım borçlarımızı ödeyelim birkaç sene sonra nasıl olsa olur diye düşünüyorduk.evliliğimizin üstünden dört sene geçmişti ,artık çocuk istiyorduk her adet döneminden sonra üzülüyor bir sonraki ayı umutla bekliyordum.Bir gün arkadaşımın tavsiyesiyle bir doktora gittim muayene oldum birkaç tahlil yaptı bana süt hormonlarımın fazla olduğunu bundan dolayı hamile kalamadığımı söyledi ve ilaç yazdı.sonuçları incelediğimde maalesef doktor yanlış bakmış değerlerim normaldi,tekrar doktora gidip söylediğimde sen gene de üç ay iç olsun dedi .

Yeni bir doktor buldum ve ayni gün tekrar muayene oldum her şeyin yolunda olduğunu sadece adet düzenleyici ile adetimi düzenleyeceğini kendiliğinden hamile kalabileceğimi söylediğinde rahatlamıştım. Bir sene daha geçti ama sonuç maalesef olumsuzdu 1. aşılama deneyimim de negatifti, o an bütün dünyam yıkılmıştı sanki çünkü çok umutlanmıştım, bu sonuçtan sonra doktora uzun bir süre gitmedim ama artık bilinç altım bile benimle oynuyordu adetim her ay gecikiyor, idrar ve kan tahlilleri yaptırıyordum sonucu almadan adet oluyordum. kendimi tekrar toplayıp başka bir doktora gittim tekrar tahliller yapıldı bir sorun yok, psikolojik kafandan attığın an hamile kalacaksın dedi bu söz beni daha da yoruyordu çünkü sorun olsa ilaçla tedavi olur hamile kalırım diye düşünüyordum. 2.aşılama yapıldı uzun bekleyiş döneminden sonra sonuç negatifti. Tekrar hayal kırıklığı yaşamıştım artık doktora gitmeme kararı almıştım ümitlerim tükenmişti. Neredeyse hayata küsmüştüm kimseyle görüşmek istemiyor hafta sonları evden dışarı çıkmak istemiyordum tabii ki bu davranışlarım yaşam kalitemizi düşürmüştü.

Böyle iki senemiz daha geçmişti kendimi toplayıp bir tüp bebek merkezine gittik.Her şeye yeniden başlamıştım iğneler ilaçlar olacak mı olmayacak mı , iş yerinden izin alma stresi derken yumurta toplama zamanı gelmişti. İçimde hem sevinç hem korku vardı , narkoz dendiğinde sanki hiç ayılamıcam gibi geliyordu ama denemeye değerdi transfer yapıldı ve o hiç bitmeyecek on iki gün sonunda kan tahlili yaptırdım sonuç gene negatifti hastanede ağlıyor nefes alamıyordum sanki o an dedim ki tamam artık belli oldu ben asla anne olamıyacaktım..Ben gene ağlıyordum eşim ise bana moral vermeye çalışıyor dimdik ayakta duruyordu onu öyle görünce daha çok içim acıyordu .Eşim için güçlü olmam gerekir diye düşündüm ve tekrar ikinci kez tüp bebek denemeye karar verdik aynı polikinlike tekrar gittik, Tabiî ki her gittiğimde ağlayarak çıkıyordum , kendimi tutamıyordum tedaviye başladık iğneler ilaçlar derken transfer yapıldı bekleme süreci başladı , kan tahlili pozitifti dünyalar bizim olmuştu birkaç gün sonra kontrole gittim de hamilesin dedi keşke ikiz olsaydı diye içimden geçirdim .Haftaya tekrar kontrole çağırmıştı gittiğimde doktorum muayeneden sonra sorun olduğunu söyledi, üç gün sonra tekrar çağırdı ,gittiğimde maalesef boş gebelik hemen kürtaj olman lazım dedi hayır olamaz dedim vermem size bir yanlışlık vardır biraz daha bekleyelim dedim yalvardım doktora olmaz seni zehirler dedi ertesi güne randevu verdi ve maalesef kürtaj oldum.o günü size anlatamam düşününce şu an bile içim acıyor ve gözyaşlarıma hakim olamıyorum.Tamam dedim artık bu sayfa benim için kapandı. Kendimi işime verecektim ve eşimle birlikte mutlu olacaktım ağzım bunları söylerken kalbimde fırtınalar kopuyordu. Bu halim eşimi ve ailemi çok üzülüyordu ,kardeşim bir doktor tanıdığını bir kez de ona gitmemi istiyordu ben her defasında kabul etmiyordum. Kardeşim benim adıma randevu almış Prof.Doktor Engin beyden gidiyoruz dedi ben söylene söylene gittim muayeneden sonra hocam bana yumurta rezervlerin azılmış dedi henüz üçüncü tüp bebek denemeye hazır değilim dedim, bir sene bilemedin iki sene vaktin var dedi beklemek gibi bir lüksün yok dedi.(Kimseye söylemesem de içimden geçen hoca bana diyecekti ki her şey yolunda senin çocuğun olur şu ilacı iç sorun yok diyecekti )çaresizlikten ağlayarak ayrıldık bir hafta boyunca ağladım.Eşimle bir karar verdik tekrar denemeye çünkü engin beyin gerçekleri söylemesi ilk başta canımızı yakmış olsada kendimizi güvende hissettik en önemlisi hocamın kendinin muayene etmesi,yumurta toplama ve transfere bizzat kendisinin girmesi bize daha çok güven vermişti.Kurban bayramının birinci günü sabah yumurta toplama işlemi için hastaneye gittiğimizde ağlamaktan gözlerim şişmişti o an için isyan ediyordum günahım ne herkes evinde bayramlaşırken biz hastanedeyiz diye neyse yumurta toplanmış artık telefon bekliyordum transfer için nihayet beklenen telefon geldi ve üç gün sonra transfer gerçekleşti. 0niki gün geçti ve kan tahlili yaptım sonuç pozitifti hatta değerler normalden yüksekti. mutluluktan uçuyorduk bir hafta sonra kontrole gittiğimde hocam ikiz dedi biraz üzgündü ama biz sevinç çığlıkları atıyorduk on seneden sonra hamileydim ve bir değil iki bebeğimiz olacaktı.

Aylık kontrollerim iyi gidiyordu ama ikiz olduğundan ikili ve üçlü testleri yapılamayacağını söyledi doktorum sorun olmadığını Allahtan gelen her şeye razıyız dedik eşimle beraber onlar bizim bebeklerimizdi. Birkaç ay sonra bebeklerin gelişimi geriden geliyordu ve az kilo alıyorlardı kontroller sıklaşmıştı hatta işimden çıkmıştım evde yatıyordum. hamileliğimde zor geçiyordu ama gene de mutluydum sonunda kavuşacağım o iki ufaklığı düşünüyordum .Kontrollere eşim annem kardeşim halam kalabalık gidiyorduk herkeste bir heyecan vardı .Altıncı ayımda yüksek tansiyon ,şeker çıkmıştı ve gebelik zehirlenmesi artık işler iyice zorlaşıyordu ama bu sefer hiç bir şey düşünmüyor engin beyin kontrolünde kendimi güvende hissediyordum.on gün hastanede kontrol altında kalmamın iyi olacağını söylediğinde biraz panik olmuştum. Pazartesi hastaneye yattım tahliller kontroller derken Salı sabahı sezaryenle doğum yapacağım söylendiğinde donup kalmıştım.Daha yedi aylık hamileydim ama yapacak bir şey yoktu vakit gelmişti.

Salı sabahı doğumhaneye girdim Saat 9,05 gece kızım 9,06 oğlum dünyaya gelmişti ,ben ayılmıştım ama tansiyonum ayarlanamıyordu yoğun bakıma her han alınabileceğim söylendi ,dört saat sonra düzene girdim ve odama getirildim ama maalesef bebeklerimi göremiyordum çünkü onlar 1.derece prematüre doğmuşlardı kızım 960gr, oğlum 950 gr ve kuvöz deydiler onlar bana gelemeyecekti benim ayaklanıp bir an evvel onları görmeye gitmeme lazımdı gece ayaklandım yürüdüm sabah erkenden bebeklerim yanına gittim ilk defa buluşacaktık heyecan ve korku vardı hasta bakıcıya rica ettim lütfen yanımdan ayrılma diye içeri girdiğimde bir köşede oğlum diğer köşede kızım yatıyordu çok küçüklerdi beş dakika onları gördüm ve çıktım. Ertesi gün hastaneden taburcu oldum ama inanın onları hastanede bırakıp eve gelmek çok acı bir şeymiş. Her gün hastaneye gidip bebeklerimi beş dakika görüyordum bu bile harikaydı, onaltıncı günü oğlum vefat etti .O gün anladım ki daha önce yaşadıklarımın hiç bir şey olduğunu en acı şeyin oğlumu kaybetmek olduğunu anlamıştım, ama kızım için güçlü olmam gerektiğini biliyordum ve her zamankinden daha güçlüydüm. Oğluma son görevimizi yerine getirdikten sonra göz yaşlarımızı silip kuvöze kızımın yanına gittik, öykümüzün bize ihtiyacı olduğunu biliyorduk.50 .gün kızım 1.630 gr olmuştu artık evimize gelmişti.şuan küçük prensesim Öyküm bir yaşında 6.750 gr oldu ve çok mutluyuzzzzzz.

Benim Keş kelerim önceden daha güçlü olsaydım da çabuk pes etmeyip mücadelemde ısrarcı olsaydım da kızımı seneler önce kucağıma alsaydım. Engin hocama çok teşekkür ederim iyi ki varsınız ve sizi tanımışım ..Dilerim benim gibi evlat hasreti çekenler benden daha güçlü ve ısrarcı olur , daha kolay yavrularını kucaklarına alırlar.

Instagram