En Güzel Hediyemize Kavuşma Hikayemiz…

Bizim serüvenimiz evliliğimizden 2 yıl sonra 2008 yılında tedavi ile çocuk sahibi olabileceğimizi öğrendiğimizde başladı. Ben ve eşim ilk tedavi için bir hastanenin ilgili merkezine gidip, gerekli tetkiklerimizi yaparak tedavimize başladık. Yaklaşık 15 gün sonra hamile olduğumu öğrendik ve çok sevindik. Daha sonra ilerleyen haftalarda tek yumurta ikizine sahip olduğumuzu öğrendik, sonrasında da kalp atışlarını duyduk ve çok sevindik. Bu tedavinin bu kadar kolay olup bir de başarıyla sonuçlanması ‘bu iş bu kadar kolaymıymış?’ sorusunu aklımıza getirdi.

Hamileliğimiz normal seyrinde ilerlerken 11.haftada rutin kontrole gittiğimizde bebeklerimizin kalp atışlarını duyamadık, dünya üzerimize yıkılmış gibi hissettik. Bebekler belli bir haftaya ulaştığı için kürtaj olmak zorunda kaldım. Birkaç hafta sonra parça kaldığı için tekrar kürtaj işlemi yapıldı. Çıkan kürtaj materyalinden genetik tanı yapılması önerildi ve kromozom analizinde 46 XY (Erkek) ve genetik olarak normal tespit edildi. İlk tedavimiz esnasında çok sayıda yumurta ve sperm döllenmesi sonucu birçok embriyo dondurmuştuk. Kısa bir süre sonra bu dondurulmuş embriyolardan transfer işlemi yapıldı ve bu işlem sonucunda da biyokimyasal gebelik oluştu ardından hemen gebelik sonlandı. Bundan sonra bu sonuçlara göre bir dizi (rahim filmi, ben ve eşime genetik testler, detaylı troid testleri, romatolojik tetkikler, ultrason, sintigraji, laparoskopi vs.) detaylı inceleme yapıldı ve olumsuz herhangi bir şeye rastlanmadı. Bu durum bize bir taraftan ümit verirken bir taraftanda NEDEN? sorusunu aklımızdan çıkarmadı. Bu dönemde merkez değiştirmeye karar verdik. Daha önceden dondurulmuş embriyolarımız olmasına rağmen kendimizce başarı şansı daha yüksek olduğunu düşündüğümüz için taze uygulama ile tedavi gördük. Fakat sonuçta yine gebelik oluşmadı. Hemen ardından dondurulmuş embriyo transferi yapıldı ve yine başarısızlıkla sonuçlandı. İlk merkezimizin daha iyi bir yer olduğunu düşündüğümüz için tekrar ilk merkezimize döndük ve hemen taze uygulama yapıldı ve sonuç yine negatifti. Bu aşamada elimizde son dondurulmuş embriyolar kalmıştı. Bir umut diyerek bunları da transfer ettik ve sonuç alamadık. Tabi bu arada 3-4 sene çabucak geçti ve ümitlerimiz azaldı. Fakat vazgeçmek istemiyorduk. Maddi, manevi kendimizi hazırlayıp yeni bir tedavi sürecine başladık. 2012 yılında taze uygulama ile tekrar şansımızı denedik. Bu defa embriyolara transferden önce genetik tanı (PGT) önerildi ve bu şekilde yapıldı. Uygun görülen embriyoların transferi yapıldı ve ikinci defa hamilelik oluştu. Bu hamileliğim de ilki gibi 11. haftaya kadar normal seyrinde devam etti ve 11. haftada kalp atışının duyulmadığını öğrendik, bir kez daha dünya başımıza yıkıldı. İlk hamilelik süreci gibi kürtaj ile hamileliğim sonlandı. Kürtaj sonrası yapılan genetik tanıda da herşeyin normal olduğu belirtildi. Artık ümitlerimiz tükenmişti, çoçuk sahibi olamayacağımız düşüncesi kafamızda hakim olmaya başladı. Şimdiye kadar 7 kez transfer oldu ve bazılarında hamilelik oluştu fakat devam etmedi, bazılarında ise hiç hamilelik oluşmadı. Etrafımızdaki insanlar bu konuda gereksiz yorumlar yaptıkça, ya da bilinçsiz tavsiyelerde bulundukça sinirlerimiz daha da yıpranıyordu. Çevremde çocuğuna gereksiz kızan insanlara içten içe çok kızıyordum.

Bu süreçten sonra hiçbir tedavi olmadan 3 daha sene göz açıp kapayıncaya kadar geçti. 2015 yılının Mayıs ayında bir arkadaşım vasıtasıyla Engin bey ile tanıştık ve durumumuzu en başından itibaren anlattık. Bütün durumumuzu, yapılan test ve işlemleri kapsayan geçmişimize ait koca bir klasörü Engin beye ilettik. İncelenmesi gereken ilave bir nokta olmadığını düşündüğünden dolayı hemen tedaviye başlamamızı önerdi. Bu tedavide öncekilderden farklı olarak, transfer öncesi embriyoların yurtdışında tam kromozomların incelendiği PGT önerisi yapıldı. ( Bahçeci kliniğinden Sayın Necati bey tarafından) Daha önceki senelerde de transfer öncesi PGT yapılmıştı. Ancak o zamanki PGT lerde tüm kromozomlar incelenmiyordu, bu sefer farklı olarak %98 doğrulukta olan bu tür PGT önerildi. Bu konuda Necati bey bize yapılacak işlem alternatifleri konusunda yüz yüze detaylı bilgiler vererek bizi cesaretlendirdi. Embriyo oluşumundan sonra 5. güne ulaşan, yurtdışına gönderilmeye değer 4 embriyo tespit edildi ve PGT için yurtdışına gönderildi, bu esnada embriyolar donduruldu.

Yaklaşık 3 hafta sonra 4 embriyodan 2 tanesinin transfer edilebilecek kalitede olduğu bilgisi geldi ve Engin hocamız tarafından bu 2 embriyo transfer edildi. Heyecanlı bekleyişimiz başlamıştı. 12 gün sonra gebelik testi yaptığımızda Pozitif çıktı ve çok mutlu olduk. Tabi, bu haberi daha önceden de aldığımız için hala tereddütlerimiz vardı. ‘Devam edecek mi? İlk 3 ayı geçebilecek miyiz?’ gibi sorular devamlı kafamızdaydı. Bizim için kritik hafta 11. haftaydı. Önceki kayıplarımız hep bu haftada yaşanmıştı. Bu sebeple 11. haftadaki kontrol çok daha heyecanlıydı. 11. hafta kontrole gittiğimizde ilk sorum ‘Kalp atışı duyuluyor mu?’ olmuştu. Kalp atışını duyunca dünyalar bizim oldu. Daha sonra rutin kontroller devam etti. Her defasında 3 hafta sonrasını iple çekiyordum. 17. haftamızda Engin hocamızın bize verdiği pembe çorap ile kızımız olacağını anladık ve sevincimizi yakınlarımızla paylaştık. 20. haftada ise detaylı ultrasonda kızımızın kalp ve diğer organ kontrollerini yaptırdığımızda herşey normal seyirinde devam ediyordu. Fakat ben her geçen gün dağ devirmiş gibi hissediyordum. 24, 28, 32, 35 ve 36. haftalarda da kontrollerimiz sağlıklı bir şekilde devam etti. Hamilik sürecim çok şükür ki sağlıklı geçti. Şunu belirtmek isterim ki, tedavi ve hamilelik süresince iş hayatıma devam ettim, böylelikle iş meşguliyeti dolayısıyla zamanın geçmesi daha kolay oldu. 38. haftaya ulaştığımızda Engin beyle birlikte verdiğimiz karar doğrultusunda 38. hafta sonunda 2 Mayıs 2016 tarihinde 07:24’ de güzel kızımıza kavuştuk.

Tedavi süresince bize devamlı pozitif enerji veren ve teknik olarak da hiçbir şeyi gözardı etmeden bizi rahatlatan ve kızımıza kavuşmamıza vesile olan Engin hocamıza sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Ayrıca kendisinin asistanlığını yapan Nevin ve Ayşegül hanıma da güleryüzleri ve yardımları için çok teşekkür ederiz. Tedavimizin başında bizimle birebir ilgilenip embriyo seçimi konusunda da doğru yönlendiren Necati beye de teşekkür ederiz.

Çocuk, Allah’ın insanlara lutfettiği bir armağan ama evlenip hemen çocuk sahibi olan insanlar bunun pek farkına varamıyorlar ki bu da normaldir. İnsanın hayatta evlenirken hayalleri bambaşka oluyor. Ancak öyle şeyler yaşanıyor ki sizi farklı yerlere sürüklüyor, belki de kıymetini daha iyi bilmemiz için…

Ben bu tür başarı hikayeleri çok okudum ve bana çok umut oldu. Bu yazımızın da bizim durumumuzda olan çiftlere umut olması diliyorum.

Instagram