Ege ve Eren Bebekler

Merhaba ben Emel Kıdıl, 31 yaşındayım. 2 yıl önce eşimle çocuk sahibi olmaya karar verdiğimizde doğal yollarla başarılı olamayınca, bir arkadaşımın tavsiyesi ile sevgili doktorum Prof. Dr. Engin Oral ile tanıştık.  Düzensiz regl oluşum, yumurtalarımın büyüme ve çatlamasının kendi kendine gerçekleşmemesi nedeni ile tedaviye başladık.  2008 Nisan ayında ilk aşılama deneyimimiz ile gebe kaldım.  İlk muayenenin sonunda dört kesecik yani dört tane atan minicik kalp olduğunu gördüğümüzde doktorum da dahil hepimiz çok şaşırmıştık.

Müthiş bir duyguydu ancak aynı zamanda da inanılmaz bir korku, dördüz bebek hem maddi hem manevi bir çöküntü demekti bizim için.  Doktorumuz da bizi dördüz bebeklerin yaşama riski konusunda bilgilendirince hepsini kaybetmemek için çok zor bir karar vererek iki bebeğimizden maalesef vazgeçtik.  Takip eden haftalarda ikiz bebeklerimizin gelişimi olması gerekenden hep geride seyretti; bir tanesi biraz daha normal iken ikinci bebeğimiz gün geçtikçe daha da geride kaldı.  Plasentasındaki bozukluk yeterince beslenememesine sebep oluyor bu nedenle de kilo alamıyordu.  26. haftada başlayan kanamam, akabinde hastanede kaldığım 10 gün kanamanın aynı seyirde devam etmesi benim artık istirahat etmemi gerektiriyordu.  En başından itibaren yaşadığımız belirsizlikler nedeniyle bebeklerim için hiç hazırlık yapamamıştım.  Aldığımız ilk sinyal ve olası erken doğum korkusu ile istirahat etmem gereken dönemde kendimi biraz fazla yordum sanırım, bunu da ilk kez burada itiraf ediyorum.

Durumun vahametini kavrayamamışım ne yazık ki.  Ben bebeklerimin eksikleri için koştururken bebeklerim de gelmek için acele ediyormuş.  18 Kasım akşamı sabaha kadar artarak devam eden bel ağrımı daha önce hiç yaşamamış olmamın da verdiği acemilikle doğum sancısı olduğunu anlayamadım.  Ertesi sabah artık dayanılmaz hale gelen sancılar ve artan kanamam nedeniyle doktorumuzu da arayıp yola koyulduk.  Ben hala doğum olabileceğini düşünmediğim için tamamen hazırlıksız yakalanmıştım.  Mecidiyeköy istikametinde ilk defa olmasına sevindiğim trafik nedeniyle doktorumuzun muayenehanesine değil de bize daha yakın olan ve nispeten daha açık olan yoldan hastaneye yöneldik.  Tamamen kader yada Allahın takdiri, es kaza yolumuzu değiştirmesek yolda doğum olabilirdi ve benim ve bebeklerimin hayatı tehlikeye girebilirdi.

31. haftada olmamız hem benim hem bebeklerimin yoğun bakım ihtiyacı ihtimali ile daha önceden konuştuğumuz gibi tam teşekküllü üniversite hastanesine gittik.  Doktoruma hala doğum sancısı olabileceği konusunda da bilgilendirmediğimiz için kendisine de şok yaşattık.  19 Kasım günü öğle 13:00 de Eren ve Ege’mize kavuştuk aslında pek kavuştuk sayılmaz zira ben ancak onları yoğun bakımda oldukları için 2 gün sonra görebildim.  Eren 1300 gr, Ege 790 gr doğdu.  Takip eden günler çok zor geçti, çünkü bebeklerimizi hastanede bırakıp eve geldik.  İlk haftadan sonra iyileştiğimde her gün onları görmek, hissetmek ve kendimi hissettirmek için hastaneye gittim.  Çok zor bir dönemdi, Eren’imize ancak 30. günün sonunda kavuştuk, 1550 gr olarak.  Ege daha küçük olduğu için ancak 68. günün sonunda 1680 gr olarak evine kavuştu.  Şimdi çok şükür ikisi de iyi.3 aylık oldular, Eren 3750 gr, Ege 2400 gr oldu.

Bizim için bir mucize gerçekleşti, bundan sonra da her şey çok daha güzel olacak inanıyorum.

Instagram