Bizim Hikayemiz

Bizim hikayemiz 17 Mayıs 2006 yılında evliliğimiz ile başladı. 2009 yılında bebeğimizin olacağını öğrenince dünyalar bizim oldu. O zamana kadar gitmiş olduğumuz doktorlar ve kafa karışıklığımız nedeni ile hemen doktor araştırmasına başladık tanıdığımızın tavsiyesi üzerine bir doktora gittik.
Başta her şey çok güzeldi. Tüm testler ve kontroller yapıldı doktor sürekli her şeyin yolunda gittiğini söylüyordu. Sonraki aylarda bebeğimizin cinsiyetinin erkek olduğunu öğrendik. Bebeğimiz ile ilgili takiplerin düzenli yapıldığını düşünerek mutlu bir hamilelik geçirmekteydim. Bu mutluluk renkli doopler için yönlendirilmiş olduğum doktor ile tanışana kadar sürmüştü. Renkli doopler için annelerimiz ile birlikte hep beraber bebeğimizin daha net ve yakından görebilme sevinci ile doktorumuzun göndermiş olduğu radyologa gittik.

Sonra yapılan renkli doppler de kan akışında ufak bir problem olduğunu doktor söyledi ve bu aylarda bunun normal olduğunu belirtti, 1 ay sonra tekrar kontrole gittik problem olmadığını söyledi. O gün muayene sırasında radyolog benimle göz göze gelmeden konuyu geçiştirdi ve hiçbir bilgi vermeden bizi gönderdi. Farketmiş olduğu rahatsızlık benim preeklampsi yaşamış olduğum ve bu nedenle riskli bir gebelik geçirmiş olduğummuş.
Ben ise hayatıma normal bir şekilde devam ederek çalışmaya işime gidip gelmeye devam etmekteyken aynı hafta içerisinde doktorum tarafından almış olduğum telefon ile hayatımın değişeceğini ve kalbimin bu kadar anlatılmaz bir şekilde ağrıyacağını bilemeden görüştüm.
Aktarmış olduğu bilgi benim acil olarak hastaneye yatarak dinlenmem gerektiğiydi, anlam veremedim. Çünkü her şey yolunda gidiyordu, her kontrolümüzde eğlenceli bir şekilde yanından ayrılmış olduğum doktor çok net ifade edemese de sorun olduğunu aktarmaya çalışıyordu. Bizi acil olarak önermiş olduğu farklı bir doktor arkadaşına yönlendirmek istedi ve ben ise nedenini sorduğumda geçiştirerek telefonu kapadı. Eşim ve ailem ile konuyu paylaştım ve işyerimden izin alarak apar topar bahsetmiş olduğu doktora gittik. Biz gitmeden aramış ve tedirginliğini bununla birlikte ihmalini anlatmış olmalı ki bu yönlendirmiş olduğu arkadaşı 45 dakikalık bir inceleme sonrası bebeğimin eşiğinden ayrıldığını preeklampsi yani kan akışının ters olduğunu ve birbirimizi zehirlediğimizi bize aktarmadan derhal hastaneye yatmam gerektiğini ve bağlı bulunduğu bir devlet hastanesi olduğunu ve ancak orada tedavi olacağımı aktardı. Yalnız bu söylediklerinin bana hiçbir şey belli etmeden ve doğum yapacağımı aktarmadan söylemişti, nedeni tansiyonumun 18 ve 19 da olmasıydı. Beyin kanaması veya böbreklerimin etkilenmemesi için hiçbir şeyden bahsetmedi sadece kontrol altına alınmam gerektiğini söyledi. 17 Eylül akşamı hastaneye yattım ve preklampsi teşhisi konuldu. Hastaneye yatmış olduğum gün sonrası değerlerimi kontrol altına alarak doğum yapmamı sağladılar. 18 Eylül 2009 sabahı oğlumuz 27 haftalık 675 gram ağırlığında el anamolisi olarak dünya ya geldi. Bebeğimiz yaşıyordu ve farklı bir hastaneye sevk edilmek üzere gönderilirken eşim ve ailemiz bebeğimizin parmaklarının olmayışını öğrenmiş ve yıkılmıştı. Ben ise yoğun bakımda yatıyordum. Oğlumuz 41 gün küvöz de tedavi gördü, 29 Ekim 2009 günü aramızdan ayrıldı melek oldu. Yaşadıklarımız tarif edilemez. Doktorla konuştuk sürekli kendisini korumak için makinelerin yanılma payı olduğunu ilk defa böyle bir şeyin başına geldiğini söyledi konuşurken korkudan titriyordu .
Artık hiçbir doktora güvenimiz kalmamıştı aradan 3 yıl geçti tekrar çocuk sahibi olmak istiyorduk ama aynı şeyler başımıza gelir diye korkuyorduk ki doktorumuz Engin Bey ile tanıştık bütün hikayemizi anlattık dosyamızı verdik. Engin Bey’in ilk söylediği cümle hemen çocuk sahibi olun oldu, oysa benim rahatsızlığımda olan hastaların takip ve tedavilerini kimse üstlenmek istemez sebebi ise aynı durumu tekrardan yaşama riskimin olmasıdır.

2012 yılında bebek müjdesi ile yine çok sevindik, fakat endişelerimizi ve korkumuzu anlatamam size… Ama sevgili doktorum Engin Bey yaşamış olduğum kötü günlerimi, doktorlara olan güvensizliğimi, tüm korkularımı ve endişelerimi kendi yüklendi, bana hiçbir düşünce bırakmadı. Bütün bunları yaparken o kadar samimi ve içtendi ki tüm endişelerimi unutup ailemden biri gibi sırtımı yaslayabileceğimi bana hissettirdi.
Engin hocamızın tüm tavsiyelerine uyduk verdiği testlerin hepsini yaptırdık. İlaçları içtik kontrolleri hiç aksatmadık. En önemlisi hocamıza güvendik Her gün iğne oldum. artık son aylara yaklaşmıştık kontrollere daha sık gidiyorduk.heyecan gitgide artıyordu.Hocamız doğum gününü ve saatini belirledi.

09 şubat 2013 günü oğlumuz dünya ya geldi. Göbek adını Engin Koyduk.
Şuan 3 aylık odasında mışıl mışıl uyuyor.
Engin Hocama her gün dua ediyoruz iyi ki varsın diye…
Dünyanın en güzel ve tarif edilemez duygusu anne ve baba olmak…

Instagram