Aslında bizim başarı öykümüz biraz eskilere dayanıyor. En başından beri anlatmak istiyorum ki bu başarının her yönüyle doktorum Engin Bey´ e borçlu olduğum kocaman bir teşekkürün parçaları olduğunu bilin.
Daha ben evlenmeden bir kaç yıl öncesinde adet düzensizliği şikayetiyle arkadaşımın tavsiye ettiği bir kadın doğum profesörüne gittim. Kendisi muayene sonucunda bir sürü hormon hapları verdi ancak hepsini bir yıl kullanmama rağmen yine de bu şikayetten kurtulamadım. Tekrar muayene oldum ve sonuç olarak yumurtalıklarım da ki kistleri operasyonla alması gerektiğini söyledi. Bu durum bizi çok korkuttu ve sonrasında annemin bir arkadaşı bize Engin Oral´ı önerdi. Gittim muayene oldum. Engin Bey bana bu ilaçların hiç birini kullanmama gerek olmadığını ve operasyona gerek olmadığını söyledi. O kadar sevinmiştim ki. Sadece tek bir başka ilaç verdi ve o ilaç sayesinde adet düzenim oturdu. O zaman karar verdim ne kadar iyi bir doktor olduğuna. Titizliğine ve tedavi yöntemlerinin farklılığına.
Ardından evlendim ve eşimin sperm sayısı azlığı sebebiyle bebek sahibi olamayacağımızı öğrendik. Engin Bey´e gittik ve o da bu durumu onayladı. Hemen tüp bebek tedavisine başlamamız gerektiğini söyledi. İlk denemede benim yumurtlama sorunlarım oldu ve bu duruma çok ender rastlandığını öğrendik Engin Bey´den. Ardından tedaviyi hemen kesip bir sonraki seferi beklememiz gerektiğini söyledi.
Engin Bey bu süreç içerisinde son derece titiz bir şekilde önceki denemede olan, olmayan tüm durumları bizimle paylaştı ve risk almamız gerektiğini söyledi. Ona olan güvenimiz o kadar fazlaydı ki ne derse aynen uyguladık ve inandık. İkinci denemede yumurtlama çok başarılı oldu ve transfer sonrası eşimin sperm sayısı çok az bile olsa transfer yapıldı ve başarılı oldu.
Hamileliğimin ilk 3-4 ayı fena geçmedi ancak her muayenede Engin Bey son derece titizlikle muayene etti ve her defasında ileride oluşabilecek bir “gelişme geriliği riski” olduğunu söyledi. Nitekim bu dediği çıktı ve 5. aydan sonra çok sıkı takip ile tansiyon, şeker ölçümleriyle gebeliğin gidişatını çok yakından takip etti.
34. hafta geldiğinde ise Engin Bey muayeneden sonra bebeğimizin gelişim geriliği nedeniyle daha fazla risk almak istemediğini bebeği bir hafta sonra almak istediğini bildirdi. Buna ek olarak bebeğin boynunda kordun gördüğünü ve bu durumun onu daha da endişelendirdiğini söyledi. Bu süreç içinde çok gerildik çünkü toplum genelinde bebeğin anne karnında büyümesi dışarıda büyümesinden çok çok daha olumlu bir algıya sahip. Bizim bu durum karşısında gerildiğimizi gören Engin Bey rahatlamamız için bize istersek başka bir doktora daha gidebileceğimizi ve fikir sorabileceğimizi söyledi. Bu durumda ben hiç gitmek istemesem de ailemizdeki diğer üyelerin endişeleri yüzünden başka bir doktora daha gittik. Nitekim o doktor da aynı şeyleri söyledi. Bu durumda biz de bir kere daha Engin Bey´e güvenimizi tazelemiş olduk. Kendisinin bu durumdaki açık fikirliliği karşısında da çok etkilendiğimizi belirtmek isterim. O aslında içten içe sanki benim rahatlamam için durumu sezmiş bir baba gibiydi.
35. haftada doğum gerçekleşti ve minik Ayça´mız dünyaya geldi. Doğum esnasında gördük ki kordon boynuna 2 kere dolanmıştı ve yapılan müdahele tam zamanındaydı. Operasyon sonrasında sağ salim dünyaya gelen Ayça´mız çok da küçük doğmadı ve 10 gün hastanede kaldı.
Tüm o süreçlerin üzerinden tam 4 ay geçti ve şu an bunları yazarken yanımda yatıp mışıl mışıl uyuyor. Her şeyi gayet iyi. Boyu, kilosu gayet iyi 🙂
Benim demek istediğim özetle, tek yapmanız gereken Engin Oral´a güvenmek çünkü o işinde bir numara. Yazının en başında belirttiğim gibi ilk gittiğim doktor bana “Operasyon olman lazım” derken Engin Bey sayesinde bundan kurtuldum. Ek olarak belki de operasyon geçirseydim yumurtalıklarımda gereksiz yere sorun olacaktı ve bir de o sorunlarla uğraşacaktım.
Bu yazıyı hem tüm bebek sahibi olmak isteyen anne ve babalar için yazdım hem de çok sevgili doktorum Engin Bey´ e tekrar teşekkür etmek için. Sonsuz teşekkürler ederiz Engin Bey. Size doğumdan hemen sonra da söylediğim gibi “Siz bir tanesiniz!” 🙂