ANASININ KUZUSU…

Kısmet 39 yaşında evlenmekmiş… Geç evlenince çocuk da mecburen bu yaştan sonraya kalıyor.  Evlendikten sonra eşimle kısa bir süre bol bol gezdik ve keyfimize baktık, ardından her ikimizin de istediği bir şey vardı ki; sağlıklı bir kız çocuğuna sahip olmak.

 

Doktorum bana; “yumurtalıkların 39 yaşında gibi değil çok iyi, kaç tane istiyorsan doğur, 1-2-3-4-5” demişti, ben de gülmüştüm, bu yaştan sonra 5 tane çocuğu nasıl yapayım diye… Ardından bir nedenle doktorumu değiştirmek zorunda kaldım.

 

Eylül 2015’te eşimle kendi kendimize bebek denemeye başladık, bir yandan da diyetisyen kontrolünde kilolarımdan kurtulmaya çalışıyordum. Gittiğim profesör her seferinde “olacak, merak etme diyordu”, ancak 9 ay denememize rağmen sonuç alamamıştık. Ve ben 40.  Yaşımdaki Anneler gününü de anne olmadan geçirmiştim.

 

Doktorum son randevumuzda benden aslında ilk istemesi gereken testlerden birini istemediğini fark etti, ardından da  testin biraz pahalı olduğunu, aşılama veya tüp bebek yapacaksam konunun uzmanlık gerektirmesi nedeniyle beni başka doktora yönlendireceğini söyledi. Aynı gün o pahalı denen testi yaptırdım, sadece 160 TL idi. O gün oradan o kadar mutsuz ayrıldım ki, gözyaşlarıma engel olamadığım gibi her zaman düşük olan tansiyonum hayatımda ilk defa fırlamıştı.

 

Aslında Engin Beyle tanışmam 20 sene öncesine dayanır, ablalarımın doktoru olarak  yeğenlerimi dünyaya getirmiştir. Ailece her sağlık probleminde önce onun görüşü alınır ve yönlendirmesine göre hareket edilir. Ablam üzüntümü görünce, bir de Engin Bey ile konuş istersen, muayene olmak istemesen bile sana en azından yol gösterir demişti.  Akşam üstü hala gerginliğimi üzerimden atamamışken telefonda bana; senin için ne yapabilirim deyip sakince dinleyip muayenehanesinde olduğunu, istersem gelebileceğimi söyledi. Telefonda bile o kadar rahatlamıştım ki yarım saat içinde Nişantaşı’ndaydım. İçeri girdiğimde geleceğim biliniyordu ve kısa bir süre sonra Engin Bey ile  önce dertleştim ,ardından kendimi her söylediğini yapmak üzere  teslim olmuş buldum.

 

İlaçların ardından yumurtalar toplanmıştı, toplanan 7 tane yumurtanın 5 tanesi döllendi. Her gün embriyolarımın döllenme serüveni ve tahmini transfer günü için 09:00da aranıyordum. Bir gün embriyolog telefonda  “hepsi o kadar güzel gelişiyorlar ki valla hangisini seçeceğiz bilemiyorum” dedi, içim umutla dolmuştu. Engin Bey de arayıp her şeyin çok güzel geliştiğini söylediğinde içim umutla doluyordu.  İki embriyonun transferinden sonra ilk test için 12 gün beklemek iş yoğunluğunda çok da zor gelmemişti.  Ardından belirlenen gün laboratuvar personelinin mesai saatinden önce kapıya dikilip kan verdim. Saat 16:00da mail atacaklarını söylediler. Belki daha önce sonuç çıkmıştır diye saat 14:00ten itibaren tahminen 5er dakikalık aralıklarla  mailimi kontrol ettim ve ardından mail geldi. Daha önce 2 defa yanlış hamilelik teşhisi konulduğu için BetaHCG kaç olmalı bildiğimden hamile olduğumu anladım. 5 dakika sonra da Engin Bey aradı, bu ne güzel haber, hamilesin. 2 gün sonra testi tekrarla dedi. Ertesi gün lekelenmelerim olunca Engin Bey’i aradım. Bu pek iyi bir haber değil ama daha çok erken olduğu için bu aşamada müdahale edebileceğimiz bir şey yok bekleyeceğiz dedi. İkinci testi yaptırdığımda Beta HCG düşmüştü ve bebeğimi kaybettiğimi anladım. Engin Bey de beni arayıp ardından bebeğimi kaybettiğimi  üzülerek belirtti. Kontrol edemediğim bir ağlama ile eşimi aradım, hemen yanıma geldi. 3 gün aralıksız ağladım sanırım, aklımda tek şey vardı: Ben hiç anne olamayacağım. En son yanımda destek vermek için çırpınan eşimin de gözyaşlarını ve ne kadar üzgün olduğunu farkedince ona haksızlık yaptığımı düşünüp kendimi toplamaya karar verdim.

 

Ertesi hafta Engin Bey’e gittik. “Öncelikle şu yas halinden kurtulun dedi. Gidip ikinci bir görüş alabilirsiniz ama 41 yaşındayım 7 tane yumurtam alındı, 5i döllendi ve 5i de 5. Günü buldu derseniz  kaygılanmanıza gerek olmayacağını söyleyecektir deyip defalarca denemeye rağmen bir yumurta bile toplayamadığı hastalarından bahsetti. Ben kendimi hazır hissettiğimde donmuş embriyolarla yeniden denemeye karar vererek yanından ayrıldık.

 

1 ay sonra Engin Beyi aradım ve hazır olduğumu söyledim. Kullanmam gereken ilaçları bildireceğini söyledi. İlaçlardan sonra kontrole gidiyordum ve yeni transfer için gün belirlendi. Bu kez  hiç umudum yoktu, sanki öteki embriyolar tutmayınca bu embriyolar da tutmayacakmış gibi hissediyordum, üstelik Engin Beyin defalarca aksini söylemesine rağmen.  Ancak her şey çok güzel ilerledi ve şimdi 21 aylık bir kızım var. Güle oynaya, ağrısız sızısız bir doğum yaptım. Engin Bey doğumda bir yandan benimle ilgileniyor, bir yandan da kızımın sağlığı ile ilgili bilgi veriyordu. Mucize gibi bir deneyimdi.

 

Kızım doğduktan sonra Engin Bey bana, “senin durumunda bir tüp bebek bir normal bebek getirebilir, başka çocuk istemiyorsan önlem alman gerekir demişti. Ve ben gerçekten kendiliğinden hamile kaldım ve bir aydan kısa bir süre sonra kuzularımı ikiliyorum inşallah.

 

İyi ki kendimi size teslim etmişim, iyi ki ne derseniz dinlemişim. Gece- gündüz ne zaman arasam veya mesaj atsam bana dönüş yaptınız ve beni her zaman rahatlattınız. İyi ki varsınız ve hep olun lütfen.

 

Sevgiler, Esin SEVER

Instagram